Bölgesel çalıştaylar notu: Türkiye’de çocuklar ne durumda?

Bölgesel çalıştaylar notu: Türkiye’de çocuklar ne durumda?

Uluslararası Çocuk Merkezi’nin (ICC) Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği ve Türk Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Derneği ortaklığında, Katılımlı Eylem Araştırması yöntemi kullanarak yürüttüğü, Sivil Düşün AB Programı’ün desteklediği Çocuklarla Birlikte Daha Güçlü çalışmaları kapsamında Marmara, İç Anadolu, Güney Doğu Anadolu, Ege, Akdeniz, Karadeniz’de yapılan çocuk hakları çalıştaylarına şimdiye kadar farklı illerden 68 STÖ, baro ve üniversite birimi katıldı.

Şubat- Mart aylarında Trabzon, İstanbul, İzmir, Antalya, Ankara ve Diyarbakır’da yapılan çalıştaylarda bölgelerde çocuk hakları alanında çalışan STÖ’ler bir araya gelerek çocuğa karşı şiddet ve çocuk katılımı alanlarında bölgede öne çıkan sorunları görüştü. Çalışmalara katılan sivil toplum örgütleri, cinsel istismar ve sömürü, engelli çocuklara karşı şiddet, demokratik süreçlerde çocuk katılımı, çocukların yaşam hakkı, çatışma ortamındaki çocuklar, mülteci çocuklara karşı şiddet konularına dikkat çekti.

Çocuk hakları çalıştaylarına ilişkin bilgi notunu aşağıda okuyabilirsiniz:

Bölgelerde Neler Konuşuldu?

Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu bölgesinde çalışan sivil toplum kuruluşları, süregelen çatışma ortamının bölgedeki çocuklar üzerindeki psikolojik travmalara dikkat çekiyor. Türk Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Derneği Diyarbakır şubesinin okullarda yaptığı bir çalışmaya göre literatür araştırmalarında %5 ile %9 arasında çıkan travmatik belirtiler bu öğrencilerde %35 gibi yüksek bir orana çıkmış bu travmatik belirtilerin sağlıklı bir şekilde tedavi edilmemesi ve sayının yüksek olması, uzun vadede tüm toplumu olumsuz etkileyecek bir durum olarak ortaya çıkıyor. Öğrencilerde genel olarak çaresizlik, öfke, kin, nefret, hiddet gibi olumsuz duygular öne çıkıyor. Aileleri ve gelecekleri için endişeli olan çocuklar seviye belirleme sınavında (SBS) dezavantajlı olduklarını ifade ediyorlar.

Diyarbakır Barosu Merkezi 3 Mart 2016 tarihinde açılan koridor ile Sur’dan tahliye edilen 40’ı aşkın vatandaşın 19’unun çocuk ve bunlarının 11’inin gözaltına alındığını bildiriyor. Bu çocuklardan 8’i koruma altına alınmış. Koruma altına alınan çocuklardan biri 18 aylık ve annesi tutuklandığı için annesiyle birlikte cezaevinde. 7 çocuk hakkındaki koruma kararı ise yasal olarak en fazla 8 gün içinde verilmesi gerekirken 13 gün sonra verilmiş.

Karadeniz bölgesinde yapılan çalıştaya katılan sivil toplum kuruluşları, engelli çocuklara verilen hizmetlerin yetersizliğine dikkat çekiyorlar. Trabzon Kent Konseyi Engelli Meclisi üyesi Yusuf Şafak Türkiye’de özel eğitime muhtaç çocukların eğitim hizmetlerinden tam olarak yararlanamadığını, bu alanda yıllar itibari ile iyileşmenin olduğunu ancak bunun yetersiz kaldığını ifade ediyor.

Trabzon özelinde 22 Rehabilitasyon Merkezi’nde 2050 öğrencinin bireysel ve grup rehberliğinden faydalanıyor ancak fiziki yapı, teknik donanımı eğitim yetersizliği ve yardımcı personel eksiliği ve geçmişten süregelen engellilerin eğitimine yönelik toplumsal önyargılar ve direnç öne çıkan sorunlar arasında.  Sivil toplum kuruluşları okul öncesi dönem engelli çocukların eğitimi ve ailelerin ihtiyaçlarını karşılamak üzere, alanda çalışan uzmanlara yönelik çalıştay, sempozyum gibi kapasite geliştirme çalışmalarına olan ihtiyaca dikkat çekiyor.

Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Komitesi 2017 yılında Türkiye’yi değerlendirecek. Komitede yapılacak değerlendirme öncesinde Türkiye tarafından sunulan durum raporunda çocuklara ayrılan bölüm son derece sınırlı. Yapılacak olan bu değerlendirmenin ardından gelecek tavsiyelere göre engelli çocuklara yönelik hizmetlerin geliştirilmesi için acil adımların atılması gerekecek

Ege bölgesinde yapılan çalıştayda çocuğun cinsel istismarı ön plana çıkıyor. Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği İzmir Şubesi çocuğa yönelik ihmal ve istismar olaylarında mevcut ve olası tehditlerin önlenmesi çocuğun yüksek yararı ve sorumluların cezalandırılması için yetkili savcıların aracılığıyla baro ya da farklı bir sivil yapının suç duyurusunda bulunmasına gerek kalmadan, yasal sorumlulukları gereği re’sen işlem başlatabilmesi gerektiğinin altını çiziyor.

Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği İzmir Şubesi ve İzmir Barosu son üç yılda ÇİM (Çocuk İzlem Merkezi)’e 0-18 yaş arası 1865 cinsel istismar vakası geldiğini bildiriyor. Bu rakamlar 2013 yılında 677, 2014 de 613, 2015 de 494 ve 2016’nın yalnız ilk ayında 81

İzmir’de yapılan çalıştayda öne çıkan bir başka konu ise İzmir’in sığınmacı, göçmen, mülteciler için transit bir şehir olması ve bu durumun bölgede ciddi hak ihlali riskini artırmakta. Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği, resmi olmayan sayılara göre İzmir ilindeki mülteci sayının yaklaşık 90.000 olduğunu yine resmi olmayan rakamlara göre yazın Midilli adasında günde yaklaşık 7000 kişinin geçiş yaptığını ve bu nüfusun büyük kısmı çocuk olduğu bildiriyor. Aynı zamanda mülteci alanında yaşanan sorunlar genel olarak kayıp vakaları, refakatiz çocuk ve ayrı düşmüş çocuk vakaları.

Çalıştayda refakatiz çocuk sayısının çok fazla olduğu ve ne işlem yapılacağı bilinmediği, aynı zamanda ayrı düşmüş çocuk sayısı ve tek başına yaşayan çocuk sayısının çok yüksek olduğunu yaklaşık 24.000 okul çağında refakatiz sığınmacı çocuk olduğunu, bunların 4000’inin okula devam ettiği, okula gitmeyen çocukların takibinin yapılamadığını öne çıkan konular arasında.

Akdeniz bölgesindeki sivil toplum kuruluşları çocukların, sağlıkta, eğitimde, ailede, toplumda kendilerini ilgilendiren konularda alınan kararlara katılım konusundaki yanlış uygulamalara ve eksikliklere dikkat çekiyor. Antalya’da yapılan çalıştayda sivil toplum kuruluşları çocukların dernek kurma haklarının olmasına rağmen bu hakka erişimin çocuklara uygun bir şekilde kolaylaştırılmamış olmasına çocukların STK çalışmalarına katılımında zorluklar yaşadığına değiniyorlar. Bunun yanında çocukların ifade ve örgütlenme özgürlüklerini kullanırken maruz kaldıkları şiddet yine çocukların toplumda hak sahibi bireyler olarak demokratik katılımını engellemekte. Sağlık alanında ise Mersin ve Antalya’da istenmeyen gebeliklerde alınan kararlara çocuğun söz hakkını kullanamadığı vakalar bulunuyor.

Marmara bölgesinde yapılan çalıştayda çocuk emeği sömürüsü ön plana çıktı. Çocuk emeğinin sömürüsünün öne çıkan şekilleri arasında mevsimlik tarım işçiliği, dilendiricilik, çocuk fuhuşu, merdiven altı çalışma, dizi setleri (oyunculuk), özel sektörde yoğun şekilde çalıştırılma var.

Bunun yanında STK’lar bir çocuk tarafından yapılan bir işin bir yetişkin tarafından yapılması durumunda çocuk ile yetişkinin aldığı maaşın da aynı olmadığının, çocuklara sigorta yapılmadığının için işyerlerinin de daha riskli alanlara dönüştüğünün, çocukların bu iş yerlerinde yaralandıklarının ve sakatlandıklarının altını çizmiştir. STK’lar çocukların örgütlenme özgürlüklerini kullanabilecekleri ortamın oluşturulmasının, sendikal haklarına erişimin kolaylaştırılmasının,  çocukların yasal olarak çalıştıkları işyerleri düzenli ve sıkı bir şekilde denetlenmesinin öneminin altını çiziyor.